Neden evlenemiyorum, pek çok okurumuzun aklına takılan, aslında önemli bir soru. Bazı kişiler bunun sebebini, kısmetim mi bağlı olarak düşünüyor; ancak bazıları da biliyor ki, çok fazla, armudun sapı üzümün çöpü var deniyor. Peki sizin için hangisi geçerli? Eğer ki kesintisiz canlı radyo dinleyicisi iseniz, biz TR Radyo olarak size şöyle bir analizde bulunabiliriz: Şarkılar genellikle ayrılık üzerine yazılır. Bununla da kalınmaz, özlem anlatır. Elbette radyo dinleyicilerimiz arasında sevgilisine, eşine, hayatının anlamına şarkı armağan edenler de var, ama yaptığımız ankette de sitemiz içerisinde en çok okumak istediğiniz şeyin ne olduğunu sorduğumuzda, aşk ve ilişkiler dediniz. Muhtemelen sorunlarınızı ne şekilde çözebileceğinizi düşünüyorsunuz. Peki o halde neden evlenemiyorum diyen siz, kısmetim mi bağlı diyorsunuz, yoksa armudun sapı üzümün çöpü var mı?
Kısmetim Mi Bağlı?
Bu soruyu soruyorsanız, muhtemelen kısmetinizi bağladığını düşündüğünüz biri bile vardır. Ancak bu iş hakkında bilgi sahibi olanlar diyorlar ki: “Kısmet bağlılığı diye bir şey yoktur. Evet, büyü vardır, ama Allah kimsenin kısmetini kapatmaz. Kendi yapmadığı şeyin de bir insan eli ile yapılmasına izin vermez.” Sonrasında da ekliyorlar: “Kısmet bekleme vardır.” Hani derler ya: Hepimizin kısmeti vardır ve bir gün mutlaka o kısmet bizi bulacaktır. Ama bu dünyada olmazsa cennette…
Cennette herkesin 33 yaşında ve en güzel hali ile olacağı ve burada, kendi dengi biri ile evlendirilip, ebedi mutluluk ve saadete kavuşacağı söyleniyor. Bu bilgileri Kur’an-i Kerim’e dayandırabilmek ve %100 doğrudur diyebilmek için yeterli ilme sahip değiliz. Ancak yine, sadece edinmiş olduğumuz bilgilerle sizlere belirtiyoruz ki: evlenmek için kısmetinizi beklerken, aranan vasıflara sahip olabilmek için sürekli çabalamanız gerekiyor. Bunu işe girmek isteyen bir elemanın çalışması gibi de düşünebilirsiniz. Nasıl ki, önce üniversiteyi bitiriyor, sonra yabancı dil ve bilgisayar kullanımını geliştiriyor. Daha sonra da çalışmak istediği alanda kendini olabildiğince geliştiriyor; gerekirse staj yapıyor; hatta ücretsiz çalışıyor… Neden evlenemiyorum diyorsanız siz de sürekli, aranan eş olabilmek adına çabalamalısınız. Değil bu dünyada, size cennette de bir eş verilecek olsa, sizin edinmiş olduğunuz bu vasıflara göre verileceği öne sürülüyor çünkü.
Armudun Sapı Üzümün Çöpü Var Mı?
Neden evlenemiyorum diyen bir TR Radyo dinleyicisi iseniz, armudun sapı üzümün çöpü var da diyor olabilirsiniz. Belli bir zamandan sonra daha çok şey gözünüze batar ve daha seçici olursunuz. Peki bu kadar çok ince eleyip sık dokurken acaba ne kadar doğru davranışlar sergiliyorsunuz? Yapmış olduğunuz bu elemelerden bazıları aslında bir önem taşımıyor ve uzmanlara göre de, belki ruh eşinizi elemenize neden oluyor. Peki nedir bu, belki de çok iyi bir eş adayını gereksiz yere eliyor olabilme sebepleriniz? Hemen bunları gözden geçirelim:
■ Tipe Göre Elemeyin. Yeni tanıştığınız ve size karşı ilgisi olan bir kadını ya da adamı, sadece tipiniz olmadığı için elemeyin. En azından bunun için acele etmeyin. Hani derler ya: Çirkin olsun benim olsun. Şöyle bir düşünün: Tam sizin tipiniz olan bir insanı hayatınıza aldınız. Ama kibar değil, sizi mutlu edemiyor, gözü dışarda… Ama tipiniz sonuçta… Sadece tipiniz olduğu için her olumsuzluğuna göz mü yumacaksınız? Peki bunun tam tersini düşünün: Tipiniz değil; ama dünya iyisi biri. Size değer veriyor. Kibar. Gözü sizden başkasını görmüyor… Sadece tipiniz değil diye bu olumlu özelliklerini yok mu sayacaksınız? Arkadaşlar, armudun sapı üzümün çöpü var tam da böyle bir şey aslında. Tipine aşık olduğunuz bir insana olan aşkınız en fazla 3 yıl sonra bitecek. Geriye olumsuz özellikleri kalacak. Ve zaten bu insanın yaşı ilerledikçe onda arayıp da bulduğunuz tip de yerini yaş almış bir insana bırakacak ki birlikteliğiniz çok da uzun ömürlü olmayacaktır. Bu nedenle, neden evlenemiyorum diyorsanız, tip dolayısı ile bir insanı elemeyin. En azından elemek için geçerli başka bir nedeniniz daha olsun.
■ Diğer İnsanların Düşünceleri İle Hareket Edip Elemeyin: Bir insan sizi dünyanın en mutlu kadını ya da erkeği yapabilirken, ailenizi ya da arkadaşlarınızı memnun edemeyebilir – etmek zorunda da değildir. O insanla evlendiğinizde kapısını kapatıp, onunla 4 duvar içerisinde yaşayacak olan tek kişi sizsiniz. Aileniz ve arkadaşlarınız sizi yakından tanıyan ve ne istediğinizi bilen, size uygun olan kişinin kim olabileceğini öngören insanlar olabilirler. Ama bir yandan da sizi paylaşmak istemeyebilirler. Dolayısı ile ailenizden ya da arkadaşlarınızdan bir kişi size: “Bana göre bu adam çok sıkıcı” dediğinde, bu durumun sadece onun fikri olduğunu unutmayın. Siz onunla zaman geçirdiğinizde sıkılıyor musunuz? Yalnız bu noktada, aşkın gözünüzü kör etmesine izin vermeden değerlendirin. Çünkü bazen diğer insanların görebildiğini göremiyor olabilme ihtimaliniz de olabilir.
■ Eğitim Seviyeniz Aynı Değil Diye Elemeyin: Bir insanı sadece sizinle aynı eğitim seviyesinde olmadığı için eleme hatasını yapmayın. Eğer sizinle aynı eğitim seviyesine sahip olmayan insanlarla görüşmüyorsanız, bu noktada kendinizi sınırlandırıyorsunuz demektir. Önemli olan bir insanın eğitim seviyesi değil, konuşmaları, düşünceleridir. Konuşmaları ve düşünceleri size saçma gelen bir insan, sizinle aynı eğitim seviyesine sahip de olsa size uygun değildir. Önemli olan düşünce tarzında anlaşmak, bir insanla aynı noktada buluşmaktır. Bazı insanlar şu hatayı çok yaparlar: birlikte oldukları insan ne düşünüyorsa, o insanla aynı şeyi düşünmeye çalışır ve kendilerini onun doğrularına inandırırlar. Bu çok büyük bir yanlıştır. O öyle düşündüğü için öyle düşünmeyin. Siz de o da aynı şeyi düşünüyorsanız, eğitim seviyesinin farklı olmasına da takılmayın. Sonra, neden evlenemiyorum diye daha çok düşünürsünüz. Ne dedik: Armudun sapı üzümün çöpü var demeyin.
■ Fiziksel Çekim Yok Diye Elemeyin: Hani son zamanlarda çok gündemde bir kelime var ya: Elektrik almak… Bir de ten uyumu var. Bir insanla yaşadığınız ilişki sırasında zaman zaman elektrik ve ten uyumu tam olurken, zaman zaman da düşük seviyede bulunabilir. Önemli olan ikinizin de birbiriniz üzerinde aynı romantik etkiyi yaratma isteğinizdir. Bu durum zaman zaman doruk noktasında olabilirken, zaman zaman da dibe vurabilir. Siz yeter ki birbirinize kenetlenin ve zamanını bekleyin. Emin olun çok mutlu olursunuz. Tabi tek sorun çekim olmayışı ise.
■ Paraya Gereğinden Fazla Önem Vermeniz Dolayısı İle Elemeyin: Evet para önemli. Ancak birikmiş para ya da zenginlik değil. Şu şekilde düşünün: Para yüzünden yıkılan çok fazla yuva var. Ancak sizi yaşam standardınızdan düşürmemek kaydı ile karşınızdaki insanın parası az diye o kişiyi elerseniz, siz daha çok neden evlenemiyorum dersiniz. Önemli olan alıştığınız şeylerden mahrum olmdan, sevdiğiniz insanla mutlu olabilmek. Çok parası olan bir insanın gözünün dışarda olma ihtimalini; hatta pek çok kişinin onu elde edebilme isteği dolayısı ile aldatılma riskinizi kesinlikle göz ardı etmeyin. Buna göre bir yön çizin.
■ Tartışmalarınız Oldu Diye Elemeyin: Her mutlu ve sağlıklı çiftin tartışmalar yaşayabileceğini unutmayın. TR Radyo olarak biraz önce sizlere bir uyarıda bulunduk ve dedik ki: kendi düşünceniz olmayan bir şeyi sadece o öyle düşündüğü için kanıksamayın. Dolayısı ile düşünceler her ne kadar yakın bile olsa, bir yerde çakışır ve tartışırsınız. Ancak iyi çiftler, yaptıkları tartışmaların dozunu iyi ayarlayabilen çiftlerdir. Siz bu grupta olmalısınız. Hiç tartışmayan grubunda değil.
■ İlgi Alanlarınız Aynı Değil Diye Elemeyin: Aynı ilgi alanlarına sahip olan kişilerin ilgi alanlarının zamanla değişebileceğini unutmayın. Tıpkı tipte olduğu gibi, ilgi alanlarında da zaman değiştirici etkendir. Bu detayı aklınızdan çıkartmayın. Armudun sapı üzümün çöpü var demeyin kısaca.